Etem Yalın

22 yıl önce

Etem Yalın

2001 yılının sanıyorum Mayıs ayı idi. Üst üste yaşanan devalüasyonlar, ekonomik krizler, zamlar toplumun tüm kesimlerini bıktırmıştı. Ticaret ve Sanayi Odasında hareketli saatler yaşanıyordu. Dönemin Başkanı Suat Öztürk’ün sesi tüm binada yankılanıyor koridorun son odasındaki masamda heyecanla patlayacak bombayı! bekliyordum.

Allah rahmet eylesin Dursun efendi, nazik ve zor duyulur ses tonu ile “Etem bey başkan çağırıyor” dedi. Fırladım gittim. Yönetim Kurulu oldukça gergin, oda neredeyse sigara dumanından mavimtırak bir renk huzmesi içinde dalgalanıyor. Kimseden çıt çıkmıyor. Başkan Öztürk, yüksek ve çok kızgın bir ses tonu ile bir dizi talimat veriyor: “Ekonomik krizlere hayır mitingi yapacağız…” Oda tüm yönetim organlarının, STK’ların ve medyanın bilgilendirilmesini istedi ve en önemli mesajını sona saklayarak, “Öyle bi konuşma metni hazırla ki, hem iş dünyasının ve tüm halkın sesi olalım.”

Suat Öztürk sinirli adamdır. Ama kin tutmaz. Öfkesi anlıktır. Sonra ortamın ruhuna aykırı şekilde güldü, “Hakaret falan olmasın ha başımıza iş açmayasın…” talimatları alıp çıktım.

Çok geçmeden Başkan Vekili Yaşar Güler geldi. Her zamanki babacan edası ile, “Etem sen yaparsın biliyorum şöyle bi kaç tane mitingin ruhunu yansıtan karikatür hazırla. Bunları pankart şeklinde büyültüp miting alanına renk katalım”... “Olur” dedim.

İki gün konuşma metni üzerinde çalıştım. Başkan Suat Öztürk metni okudu birkaç değişiklik yaptırdı ve metin işi aradan çıktı. Karikatürleri de hazırladım. Yaşar Güler zaten günlük bazen de bi sabah bi akşamüzeri yoklama alıyordu. Sağlamcıdır… Yaşar Abi karikatürleri aldı Yönetim odasına gitti. Çok geçmeden geri geldi. “Tamam bunlardan 5’er adet büyüttür pankart gibi elde taşınacak halde hazırlasınlar mitingde dağıtacağız.” Öyle yaptık…

Mitingden iki gün önce Oda Meclisinde Sivil Toplum Kuruluşlarıyla konu üzerinde bir istişare toplantısı yapılacak. Salon tıklım tıklım doldu. Sadece Meslek Örgütleri değil çok geniş bir yelpazede onlarca dernek yöneticisi salonu doldurdu. Öfkeli bir kalabalık gibi sesler yükseliyor tam destek veriliyordu…

Miting GAR Meydanında oldu. Suat Öztürk’ün coşkulu konuşması hala kulaklarımda. Binlerce esnaf kepenk kapatarak miting alanını doldurdu. Her yaştan vatandaş, emekliler, çiftçiler, sanayiciler, esnaflar, sanatkarlar, STK temsilcileri, siyasi partiler, muhtarlar neredeyse toplumun tüm kesimleri oradaydı. Elazığ belki de tarihinin en kalabalık mitingine ev sahipliği yapıyordu.

Miting; sosyal medyanın yokluğu, medyanın bugünkü kadar yaygın olmaması ve iletişimin dönemin şartlarındaki seyrine rağmen ülke genelinde büyük ses getirdi.

Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Suat Öztürk başta olmak üzere tüm Yönetim Kurulunu düşünebiliyor musunuz ne kadar büyük bir risk ve sorumluluk almışlar… Ne kimseye şirin görünme telaşları var. Ne kimseden korkuları ne de sahip oldukları koltukları kaybetme kaygıları… Bir çırpıda çok kolay alınacak basit bi karar değil bu… Mangal gibi yürek ister… Şovmenlikten uzak, gemilerin yakıldığı bir aksiyon… Öznesinde, vatan-millet ve bayrak olan samimi ve içten bir duruş…

22 yıl önce anayasanın 34. Maddesinin 1. Fıkrasındaki anayasal hak kullanılmıştı. Aynı anayasayla yönetilmemize rağmen, 22 yıl sonra peki neler yaşanıyor? Ülkede çıt yok..

Akaryakıt, et, süt, enerji, ulaşım, iletişim, eğitim, sağlık, altın, döviz, kira vs. iki yılda ortalama 400 kat değişim göstermiş. Birkaç akademisyen ve ekonomist haricinde “devalüasyon oluyor” diyebilen yok…

Kapalı kapılar ardından “bu gidişat iyi değil” demenin kimseye bi hayrı yok.

Tarih sadece tekerrürden ibaret değildir. Derslerde çıkarılması gereken yaşanmışlıkların birikimidir…

Yazarın Diğer Yazıları